Cumartesi, Eylül 01, 2007

my name is pilot. proudpilot.


Ünleri İstanbul’u aşıp, Ankara ve İzmir’e ulaşmışken, burnumuzun dibinde bangır bangır büyüyen deneysel rock’ın kirli müziğiyle ruhları temizleyen pilotlarına seyirci kalmamalıydık. Kalmadık. Ekin Fil, Pınar Süt ve Kaan Akay’dan oluşan Proudpilot’ın Basatap ailesinin yakın dostu olduğu doğrudur. Ama babamızın oğlu olsa kötü müziğe müsamaha göstermeyiz. Proudpilot için ise ayılıp bayılıyoruz.
bstp: Sizde ne cevherler varmış da biz yeni farkına varmışız. Nasıl ve ne zaman bir araya geldiniz?
Ekin: Bu soruya Kaan cevap versin.
Kaan: Bence Pınar cevap versin
Pınar: Biz Kaan’la sevgiliydik yıllar önce. Sonra Ekin’le de kardeştik.... Bu birliktelikten verimli bir şey ortaya çıkaralım istedik.
Kaan: Ekin’le ben Pınar yüzünden tanıştım. Sonra beraber vakit geçirmeye başladık. Müzik zevklerimiz çok benzerdi. Birlikte çalmaya başladık.
Ekin: Ben o zamanlar başka bir gruptaydım. Pınar’la Kaan sonradan o gruba dahil oldular. Pınar basa Kaan davula geçti.

bstp: Milletin grubunun üzerine mi oturdunuz yani?
Ekin: Milletin grubu değil, yine bizim grubumuzdu. Sonra o grup dağıldı. Biz de üçümüz devam etme kararı aldık. 2000 sonları falandı.

bstp: Sonra kesintiye uğradınız galiba?
Ekin: Zaten arada bir stüdyoya gidiyorduk. Sonra 2003’de ben Fransa’ya gittim. Kaan İngiltere’ye gitti. Grup öyle dağıldı. Sonra 2006’da Stereolab konserinde buluştuk. Grubu tekrar kuralım falan diye Kaan’ı sıkıştırdık. Kaan da hemencecik geri geldi.

bstp: Niye özellikle o konser?
Ekin: Çünkü başka türlü rastlaşamıyorduk, görüşemiyorduk. O günden sonra da çalmaya başlayıp eğlenmeye devam ettik.

bstp: Siz ikiniz kardeşsiniz. Birlikte ev aleti çaldığınız çocukluk döneminiz oldu mu?
Pınar: Tabii canım. Tencere, tava... Allah ne verdiyse...
Ekin: Boş leğen.
Pınar: Bardak, çatal... Her nevi ev aleti çaldık.

bstp: Ev aletlerini nasıl paylaşmıştınız?
Pınar: Ben bardaklara kalemle vurmaktan tutun da vurmalı, üflemeli ne varsa çaldım.
Ekin: Ben de ne kaldıysa geriye... Genelde leğen severdim. Çeşitli vokal denemeleri yapıyordum.

bstp: İki kardeş leğene vururken sen ne yapıyordun Kaan?
Kaan: Ben de saçma sapan işler yaptım. Bar grubunda çaldım orada burada. Sürekli birileriyle müzik yapmaya çalıştım. Küçük denemelerim oldu.

bstp: Pınar sen ilk gitarı ne zaman aldın?
Pınar: Bir tane elektro gitarım vardı. 13 yaşımdayken babam almıştı. Onu çaldırdım, ondan sonra akustik gitar aldırdım. Ekin’in bas gitarı vardı, onu daha sonra ben çalmaya başladım.

bstp: Senin bası Pınar almış...
Ekin: Ben de onun klavyeyi aldım.

...

bstp: Konserlerinizde haleti ruhiyeniz nasıl?
Pınar: Ben nedense seyircilerin sıkıldığını düşünüyorum. Sanki öylece bize bakıyorlarmış gibi geliyor. Sahneden indiğimizde bize çok eğlendiklerini söylüyorlar ama inanasım gelmiyor. Sahnedeyken parçaları sayıyorum bazen bu yüzden. İki şarkı kaldı, bir şarkı sonra bitiyor falan diye..

bstp: Sahnede seni pek bir rahatlamış görüyoruz Ekin...
Ekin: Rahatlamaktan ne kastediyorsun anlamıyorum ama tabii ki sahneye alıştıkça daha çok keyif alıyorum. Çok da rahatladığımı sanmıyorum.
Pınar: Konser denilen şey aslında ne acayip. Ben de rahatsız oluyorum, bak herkes rahatsızmış.
Kaan: İlginç, komik bir durum aslında.. Hem bu kadar gergin olup hem inatla çalmak.
Ekin: Şekerim bunu da yaz. Sahne tozu yutmak başka bir şey. Vallahi!

http://www.myspace.com/proudpilot
devami: basatap.com


bi de buna bak:
rockandreprise.net/proudpilot.html

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Sanatçılar genelde bu sözü söylerler :))

Adsız dedi ki...

güzelmiş teşekkürler

global yurtdışı eğitim dedi ki...

güzel yazı