Perşembe, Nisan 22, 2010
Bak Büşra, işte Mine!
Leman çizeri Bahadır Boysal’ın uçuk karakteri, türbanlı, çılgın kız “Büşra” 19 Mart’tan bu yana beyazperdede boy gösteriyor. Büşra için, “Yılın en çok konuşulacak filmi” dendi. Çok da konuşuldu. Yapımcı, yönetmen, senarist ve başrol oyuncusunun ilk uzun metrajı olan film; eleştirmenler tarafından “vasat” değil, tam not alarak “çok başarılı” olarak değerlendirildi. Karikatür Büşra’yı ete kemiğe büründüren filmin başrol oyuncusu Mine Kılıç, tüm zorluğuna rağmen çok iyi bir iş çıkardı. Biz de Mine’yi karşımıza aldık, konuştuk. Sorularımıza cıvıl cıvıl cevaplar verdi.
Büşra filmi sonunda vizyona girdi. Koşuşturmalı günler sona erdi diyebilir miyiz?
Mine Kılıç: Asıl koşuşturmaca şimdi başlıyor demek daha doğru! Şu aralar bir televizyon programından diğerine yoğun bir süreç yaşıyoruz. İşin PR kısmı benim hoşlanmadığım bir süreç ama olabildiğince anlatmaya çalışıyoruz işte filmimizi.
Seni biraz daha yakından tanıyabilir miyiz? Kaç yaşındasın, kimsin, neler yapıyorsun?
Ben 24 yaşındayım, oyunculuk eğitimi aldım ve mesleğim bu oluverdi! Saplantılı değilim bu meslekle ilgili. Olay, keyif aldığın bir şeyi keyif aldığın sürece yapmak benim için. Büşra’da başrol oynayıp arkasından kamera arkasında sanat grubunda çalıştım. Renk skalası genişledikçe güzelleşiyor hayat. Sanırım asıl odağım sinema, sinemayla ilgili her alan keyifli benim için ama şu an oyunculuk var önümde. Sonrasında ne gelecek bilmem, yazıyorum da aynı zamanda. Kamera arkası da ilgimi çekiyor. Bakalım ilerde nereye götürecek yol…
Oyunculuğa nasıl başladın? Ben, seni ilk kez Dengesiz Herifler klibiyle tanımıştım!
Oyunculuğa mezun olduktan hemen sonra gelen bir dizi teklifiyle başladım. Arkasından bir sezon tiyatro geldi ve sonrasında da “Büşra”. Birkaç kısa film ve meşhur klibimiz!
Büşra, sanıyorum ilk uzun metrajın. Filmle yolun nasıl kesişti?
Filmle yolum barda kesişti! Arkadaş grubumla eğlenirken filmin yapımcısı fiziksel benzerliğim sebebiyle Büşra hakkında konuşmak için benden mail adresimi istedi ve oyuncu olduğumu bilmiyordu. Kafa bulduğunu düşünsem de kaybedecek birşey yok diyerek verdim adresi. Sonrasında uzun bir deneme sürecinin ardından bende karar kılıp “Büşra sensin” dediler. Ben de “Eyvallah” dedim, başladık bitirdik.
Tereddüt ettin mi hiç teklif sana geldiğinde?
Ettim. Gündemin türban sorunu ile çok meşgul olduğu bir dönemdi. Ama ekibin niyetini ve derdini ne anlatmak istediğini anlayınca sindi içime. Zaten karikatürden beyazperdeye uyarlama fikri çok hoşuma gitmişti.
Henüz çok taze ama şu ana kadar gelen tepkiler nasıl? Olumlu ya da olumsuz, seni en çok sevindiren ya da üzen yorumlar neler oldu?
Beklemediğim kadar yapıcı eleştiriler alıyoruz. Benim için önemli olan kimsenin sıkıntısıyla prim yapmadan birşeyler söyleyebilen bir projenin içinde olmaktı ve bunu başardık sanıyorum. Atilla Dorsay ve SİYAD üyelerinin film hakkında yaptığı yorumlar beni gerçekten heyecanlandırdı. Önyargılarla dolu, henüz filmi izlemeden yapılan olumsuz eleştirilereyse üzülüyorum ama bu yaptığım işin eleştirilmesinden kaynaklı bir üzgünlük değil. İnsanların bir türlü iyi niyetli olmayı becerememesine takığım.
Çekimler sırasında seni zorlayan bir sahne oldu mu?
Yaz aylarında türbanla saatlerce çekim yapmak biraz sıktı.
Peki, başına ilginç ya da komik bir şey geldi mi?
Gece üçte Maçka’da bir parkta çekim yaparken, seti travestinin basması komikti mesela! “Niye bunu çekiyorsunuz laaaaaaaaaaannnn, beni çekiiiiiin!” diye ortalığı dağıttı. Polis gelene kadar durdurduk çekimleri.
Bundan sonra nasıl bir oyunculuk kariyeri çizmeyi düşünüyorsun?
Kariyer planlaması yapmadım. Seçici olmaya çalışacağım, mümkün olduğunca farklı karakterler seçmeye gayret edip ağır ağır ama sağlam ilerleyeceğim diye umuyorum
Oyunculuk dışında nelerle uğraşıyorsun?
Fotoğraf, dalış, yazmak, en çok da düşünmekle uğraşıyorum!
Bu röportaj Hürriyet Kampüs ekinde yayınlandı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
izlesek iyi olur iyi oluuurr ;)
hala izlememekle bi parça eşeklik ediyorum galiba.
Bu yıl en başarılı gördüklerimden, hatta en başarılısı desem abartmış olmam. Çünkü mizahı, kendine göre eleştirisi ve şairane diyalogları iyi oturmuş. Amatör ve profesyonellerin bir araya geldiği ve ortaya şahane bir eser çıkardığı bu yapım, izlemeye değer. Ne aşırı diplere sürüklüyor, ne de diptekileri yüzeye itiyor. Görsel, düşünsel ve izleyici tarafından yorulacak bir yapım.
Tüh! Ben de göz kırpmış kızı görünce o cafenin oralara gider, bulur kızı,
asılırım diodum. Artistmiş meğersem
Yorum Gönder