Cuma, Eylül 22, 2006

Daisuke Inoue ve parodi Nobel’li aleti karaoke

Geçtiğimiz yüzyıl, gerekli alet edevat ve ses yoksunluğu gibi teknik yetersizlikler nedeniyle şarkı söyleyemeyen ama içinde star ruhu taşıyan henüz keşfedilmemiş yeteneklere süper bir alet sundu. Telaffuz ederken kulağa ginger, humbaracı, lapistes ya da jelibon kadar eğlenceli gelen bu kelime işlevi sırasında da aynı görevi yerine getiriyor; eğlendiriyor.

Karaoke, pek çok icat gibi yine bir Japon işi. Ülkesi Japonya’da pek tanınmasa da Time dergisi tarafından çağın en etkili 20 Asyalısı arasında gösterilen Daisuke Inoue, karaokenin mucidi. Düşünün artık Inue; Mao Zedung ve Mahatma Gandi ile aynı listede. Bu ayrıcalığı sağlayan şey de Asya gecelerinin eğlence rengini değiştiren, inanılmaz alet karaoke!

Her yeni buluş zorunluluktan doğar. Kimse keyfinden ‘’Bunu daha önce yapan olmamış, dur mucidi ben olayım’’ diye yeni bir şey keşfetmez. Inue de yine zorunluluklar sonucu karaokeyi bulmuş. Gençliğinde bir kabarede sahneye çıkıp piyano eşliğinde şarkı söyleyen mucit, hem piyano çalıp hem de aynı anda şarkı söyleyemediğini fark etmiş. Sadece şarkı söylemek istediği için hazır müzik tonlarından oluşan aleti geliştirmiş ve adını da ‘’olmayan orkestra’’ anlamına gelen karaoke koymuş.

Bugün dünyanın her yerini karaoke çılgınlığının sarmasını, her sokak başında bir karaoke bar açılmasını ya da düğün dernek gibi geleneksel eğlencelerde bile karaoke yapıldığını gören Inoue zengin ve gururlu mudur sizce? Belki icadıyla gurur duyuyordur ama zengin olduğunu söyleyemeyeceğiz. Zira icadının patentini alamayan bu talihsiz mucit bugün böcek yemi ve fare kapanı gibi araç gereçler satarak hayatını kazanıyor. Üstelik insanlığa son derece faydalı olan bu eseriyle Nobel bile alamıyor. Ama bir grup Harward Üniversiteli’nin musluk suyuna kanserojen madde karıştırıp satışa sunan Coca Cola’ya kimya ödülü, nükleer deneme yapan Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’a barış ödülü verdiği parodi Nobel’ini almaya hak kazandı. Inoue ,ödül almaya temsilci göndermeye bile tenezzül etmeyen Coca Cola ve Fransız Hükümeti’nin aksine tören alanında hazır bulundu. Üstelik karaokede bir şarkıyı İngilizce söyleyerek büyük sempati topladı.

Mucidine Nobel mertebesinde ödül kazandıran Karaoke; genel olarak eğlendirme amacı taşısa da pek çok psikolojik, sosyolojik ve politik boyuta sahiptir. En basitinden arkadaşlarıyla karaoke bara gidip şarkı söyleyen kişi için büyük bir cesaret örneğidir; bu kişinin kendine güveni yerine gelir. Ya da ‘’sahne tozu’’ yutmanın verdiği gururla, içinde ileride star olabilme umutları yeşerir. Etraftan aldığı tezahüratlara bakarak, aslında karaoke barlarda harcandığına inanır. Zaten müzik tarihi; çocukluğunda kafasında annesinin çoraplarından güya saç yapmış bir şekilde karaoke yapıp, şarkıcılık oynayan yeteneklerle doludur.

Sosyolojik boyutu da psikolojik boyutu kadar önemlidir. İnsanların giderek yalnızlaştığı, televizyon denilen aletin evdeki muhabbeti öldürdüğü, arkadaşlarla takılmak deyiminin chat yapmayı ifade ettiği çağımızda karaoke; insanların sosyalleşmesini sağlar. Eğer karaoke yapmaya gittiğiniz kişi yeni tanıştığınız biriyse ya da iş arkadaşınızsa aranızda bir an evvel samimiyet oluşur, hatta birden en yakın arkadaşınız olabilir. Çünkü o sizin büyük medeni cesaretinize ve muhteşem sesinize şahit olmuştur.

Politik boyutu bizi çok ilgilendirmiyor. Hayır, 80’lerin apolitik, kayıp kuşağı olduğumuzdan değil. Konuyla alakası yok, ondan. Bu, ‘’Karaoke Kapitalizmi’’ diye bir kavram icat edip, masum ve eğlenceli bu aleti kapitalizme alet edenlerin suçu.

Bu çok işlevli alet son dönemlerde, medya mensubu deyimiyle, gündemin ortasına bomba gibi düştü. Bon Jovi’nin yeni albümü ‘’Have A Nice Day’’ şerefine düzenlenen karaoke partileri ve 9. İstanbul Bienali’de The Smiths karaoke projesiyle yer alan Phill Collins ile rezervasyon yapmadan değil karaoke yapmak, içeriye bile girmenin imkansız olduğu karaoke barlar sayesinde Uzakdoğu ve Amerika’nın ardından ülkemizde de karaoke rüzgarları esmeye başladı. Özellikle Collins’in karaoke projesi büyük ilgi gördü. The Smiths topluluğunun ‘’The World Won’t Listen’’ albümündeki tüm parçaların hazır bulunduğu karaoke aletiyle İstanbul’un yolunu tutan Collins’i, Smiths şarkılarını söylemek için can atan bir hayran topluluğu merakla bekledi. İstedikleri şarkıları karaoke eşliğinde söyleyerek kameraya kaydedilen bu küçük Smiths’ler harikalar yaratarak geçtiğimiz yılki bienalin en dikkat çekici performasına imza attılar.

Karaoke barların kazandığı paralar İngiliz girişimci Mark Taylor’ün iştahını kabartmış olacak ki ‘’pornaoke’’yi icat ederek işin suyunu çıkarmış. İsim benzerliği tuhafınıza gitmesin. Zira bu ikisi kardeş. Pornaoke de tıpkı karaoke gibi dublaj ilkesine dayanıyor. Yalnız burada sevdiğiniz müzisyenin şarkısını değil, dev ekranda gösterilen pornografik bir filmin dublajını yapıyorsunuz. Yani ekrandaki başrol oyuncusu hanım kız ya da esas oğlanın seslerini taklit etmek esasına dayanıyor ve deyim yerindeyse kapalı gişe oynuyor. Bugün 65 yaşında olan Inoue, niye böyle bir şey düşünmediğine hayıflanıyor mudur acaba?

Biz daha masum olan karaokeye dönelim. Grup kurup, solist olmak isteyen ama etrafında yetenekli arkadaş bulamayan PJ Harvey ruhlu kişilerin en büyük dostu karaokedir. Düşünsenize bir gitarist ya da davulcuya ihtiyacınız yok. Arka planda istediğiniz şarkıyı birebir çalan bir alet ve önünde de elinde mikrofonla siz! Daha ne olsun? Şarkıyı tam bilmenize bile gerek yok. Zaten ekranda şarkıya ne zaman gireceğinizi belirten, sözlerin yer aldığı yazılar geçiyor.

Yalnız hatırlatmakta fayda var. Sahne tozu yutmuş kişilerin kolay kolay o neon ışıklı parlak dünyadan kopma şansları kalmıyor; bu eğlence tarzı alışkanlık yapabilir. Gece boyunca kıyamet gibi kopan alkış ve tezahüratlar yaşamınızın sonuna kadar devam etsin isteyebilirsiniz. Ya da sözleri kaçırıp, şarkıyı katlettiğinizde arkadaşlarınızın önünde rezil olmanın yol açtığı bir hırsa kapılabilirsiniz. Tehlikeli bir evre bu. Zira bundan faydalanmaya kalkıp, başarı garantili karaoke kursları açan müteşebbisler de ortaya çıktı.

Seul’da yaşayan Karaoke hocası Lee Byung Won, tüm dünya karaokecilerini uyarıyor: Karaokede başarısız olmak saç dökülmesi ve cinsel iktidarsızlık gibi sorunlarla bünyenizin sarsılmasına neden olabilir. ‘’Karaoke Kompleksi’’ denilen bu hastalığın kesin bir tedavisi de yok. Ama hastalığın ilerlemesini önleyen tedbirler alınabiliyor. Mesela karşısına geçtiğiniz bir ağaca karşı yüksek perdeden şarkı söylemek ya da kafanıza kova geçirip şarkı söyleyerek ses terbiyesi yapmak gibi. Ama bu aşamaya gelmeden siz tadında bırakın. Birkaç yakın arkadaşınızı yanınıza alın ve 2 bira içerek karaoke yapmanın eğlencesini yaşayın. Ve starlığınız, aldığınız tebrikler ve muhteşem olduğunu düşündüğünüz sesiniz o gecede kalsın.

basatap

Hiç yorum yok: