Perşembe, Eylül 21, 2006

Depeche Mode İstanbul konseri

Bugün neredeyse 30’lu yaşlara dayanan ve hatta yaşını başını iyice alıp çoluk çocuğa karışanların kült grubudur Depeche Mode. En azından biz öyle zannederdik. Bir de klasik, insanları dinlediği gruba göre kategorize etme huyumuz vardır. Nedir onlar? Metallica dinliyorsan, uzun siyah saçların vardır. Kadın Metallica’cıysan siyah uzun etekler giyer, yaz-kış postalla dolaşırsın. Beastie Boys fanıysan, bol pantolonlar, renkli tişörtler giyersin. Neşe dolu, bıcır bıcır bir insansındır. Cobra Killer dinliyorsan, 50’lerden kalma dik yakalı elbiseler giyer, büyük tokalı kemerler takarsın. Sapına kadar seksisindir. Ama 30 Temmuz’da gördük ki; Depeche Mode hayranıysanız sarı yaldızlı kemerler takar, yanık teninizi ortaya çıkaran beyaz bermudalar giyersiniz. Saçlarınız sarı ve tonlarıdır ve boyunuzun kısa olmasının dezavantajlarını yaşamazsınız. Zira düdük kadar hazırlanan sahneyi görmeniz için, kaslı ve rugan ayakkabılı erkek arkadaşınız sizi konser boyunca sırtında taşıyabilir. İstanbul’dan bir kez daha Depeche Mode canavarı geçti ve bizim konuştuğumuz şeylere bakın. Ama düşünün bir; canınızı dişinize takıp konsere gidiyorsunuz ve Dave Gahan’ı dünya gözüyle izleme heyecanıyla dolup taşıyorsunuz. Konser boyunca gördüğünüz tek şey ise koca koca popolar… Ve bu popolar nereye giderseniz gidin karşınıza çıkıyor. Kabus gibi! Bir buçuk saatlik Depeche Mode şöleni boyunca sahneyi görme süremiz 15 dakika. Ve bu süre, bütün izleyicilerin sahneyi görme süresi ortalamasının epeyce üzerinde. Konser boyunca sahneyi bir kez bile görememiş bir arena dolusu insan olduğunu da unutmayın. Cüceler için tasarlanmış sahneyi ve 10 YTL’den sayışa sunulan biraları bir kenara bırakırsanız, geriye eleştirecek tek bir şey bile kalmıyor. Çıkış saati geldiğinde, beklemeye alışkın İstanbul izleyicisini bir dakika bile bekletmeyen Martin Gore, Dave Gahan, Andy Fletcher, Dave Clayton ve bu turneye özel davulcu Christian Eigner sahnede yerini alıyor. Açılış parçası son albümden ‘A Pain That I’m Used To’. İzleyicide Depeche Mode’u karşılarında görmenin heyecanı var ama onun dışında pek bir kıpırtı yok. Sinyali alan DM elemanları, ilk gözağrılarına yer vermeye başlıyor. ‘A Question Of Time’, ‘Walking In My Shoes’, ‘Stripped’ ve ‘Home’la “dinleyenler” de havasını buluyor. Kuruçeşme Arena’da kanların donduğu, ölüm çığlığının başladığı parça ise ‘In Your Room” oluyor. Zaten Dave Gahan ve Arena’yı dolduran 17 bin kişi arasındaki konser boyunca gerçekleşen tek diyalog bu parçada gerçekleşti desek yeridir. Gahan’ın “Come oonnn, come onnn” seslenişi üzerine güruh harekete geçiyor ve Arena’yı “Hepimiz kardeşiz” hissiyatı içinde bir sevgi ve coşku seli kaplıyor. ‘Enjoy The Silence’, ‘Personal Jesus’ ve ‘World In My Eyes’la devam eden konserin ışık ve ses sistemine ise diyecek yoktu. Dev ekranlardan gerçekleşen şovlar da sahneyi göremeyen dinleyicilerin içine su serpti. Açık hava, yıldızlar, İstanbul Boğazı ve Depeche Mode. Bu yazın İstanbul’da gerçekleşen en iyi konseri miydi, neydi?

1 yorum:

Adsız dedi ki...

You are mistaken. I suggest it to discuss. Write to me in PM, we will communicate.