Perşembe, Eylül 21, 2006

Vega müziği hafife mi alıyor?


‘’Bu Sabah Bir Umut Var İçimde’’ isimli şarkılarıyla terk edilen sevgililerin yeni
aşklara yelken açmak yerine eski sevgilinin yolunu gözlemesine neden olan grup Vega, 3.albümleri ‘’Hafif Müzik’’i çıkarttı. Grubun dinleyicilerinin gözü hala giden sevgilide midir, bilinmez ama bundan böyle kulağı yeniden Vega’da olacak.

Son albümün üzerinden üç yıl geçti. Neden bu kadar beklediniz yeni albüm için?

Tuğrul Akyüz: Evet, biraz uzun bir süre ama sebebi biz değiliz. ‘’Tatlı Sert’’ Universal’dan kaynaklı nedenlerle geç çıkınca bu albümün çıkışı da gecikti. Gerçi iki albüm arasındaki çalışmaları düşününce normal bir süre sayılabilir bu.

Yeni albümünüzün hazırlık süreci nasıl geçti?

Deniz Özbey: Önce Tuğrul çalışmaya başladı. Üstüne ben çalışmaya başladım. Bu yaklaşık bir senelik bir süreç. Geçen Ekim ayından itbaren de Serkan Ekinik ile birlikte çalışmaya başladık. Son prodüksiyonunu hep birlikte yaptık.

Serkan Hökenek: 1 sene içinde 12 parça ortaya çıktı.

Tuğrul Akyüz: Aslında bir seneden bile daha kısa sürdü. Arada birkaç ay ara verdiğimiz de oldu.

12 parça yaklaşık 40 parça arasından seçilmiş.

Tuğrul Akyüz: Evet. Gerçi seçilme denemez pek. Diğer parçalar seçilmemiş değil. Zamansızlıktan dolayı albüme girecek şekilde üretemedik onları, bitiremedik.

Serkan Hökenek: En azından kendi yolunu bulup tamamlanan 12 parça oldu. Ama sonuçta hepsi önemli bizim için. Oldukça fazla kullanılmayan materyal var. İleri de onlar da bir şekilde değerlendirilecek mutlaka. Albümde yer almasalar bile, konserlerde dinleyicilerle paylaşılabilir.

‘’Hafif Müzik’’te tüm parçaların söz ve müzikleri size ait.

Deniz Özbey: Sözler ve vokal bana ait. Ama bir parça için ilk başlangıç çok önemli. Ve ilk başlangıçta Tuğrul var. Birkaç parça hariç tüm parçaların kalp atışını Tuğrul sağlıyor.

Parçalarınızın her zaman duygu yoğunluğu çok fazlaydı. Bu albümde de öyle. Bunu nasıl sağlıyorsunuz:?

Deniz Özbey: Tuğrul’un çok radikal bir hayat tarzı var ve bunu gitarına yansıtıyor. Ben de O’nun yaptığı müziği çok iyi hissediyorum. Çok beğeniyorum onun yaptığı besteleri, çok etkileniyorum ve büyük bir hevesle atlıyorum parçaların üstüne. Dolayısıyla sözler de bu şekilde yoğunluk kazanıyor. Müzikal bir yoğunluk aslında bu

Serkan Hökenek: Genelde Tuğrul besteleri yapıyor. Üzerine Deniz ekliyor. Tuğrul alıyor ve yine Deniz’e gidiyor…Sonra Deniz son haline getiriyor sözleri. En son prodüksiyon aşamasına geçiliyor. Herkesin katkıda bulunduğu bir süreç bu.

Bu albümde kimlerle çalıştınız?

Tuğrul Akyüz: İlk defa Vega dışından birisiyle albümün yapımı sırasında çalıştık. O da Serkan Hökenek. ‘’Tatlı Sert’’in remix’lerini üstlendiği sırada keşfettik ve o dönem kafamıza koyduk onunla birlikte çalışmayı. Çok güzel anlaştık. Müzikal zevkimiz de yakın, hatta neredeyse aynı!

Serkan Hökenek Albümün geneli zaten üçümüz tarafından evde yapıldı. En son Çağlar Türkmen maestring’ini yaptı ve bu hale geldi.

Sizi dinleyenlerin en çok sevdiği parça ‘’Bu sabahların Bir Anlamı Olmalı’’ydı. Her yeni albümde bir öncekinden daha iyi olanı yaratma isteği göz önüne alınırsa, sizce yeni albümünüzde bu parçanın yerini alacak bir parça var mı?

Tuğrul Akyüz: Albümden en sevdiğimiz parçayı biz seçemiyoruz. Hepsi çok iyi.Yani o seçim dinleyiciye bağlı olarak oluşacak bir şey. Ayrıca albümün tüm yükünü bir parçanın almasından da hoşlanmıyorum. Öyle tek parçalık albümleri dinlemekten de zevk almıyorum.

Albümün isminde biraz ironi mi var? Neden Hafif Müzik?

Deniz Özbey: İroni ve temenni karışımı bir şey. Kendi adımıza ‘’Umarım, bu albümün çalışması eğlenceli ve sevgi dolu geçer’’ diye dilemiştim. Yani bu bizim zevk aldığımız bir albüm temennisiydi. Öte yandan da ‘’Hafif Müzik’’ bizim için çocukluğumuzdan kalma, şeker, nostaljik bir kavram. Kimse bu müziğin tam olarak ne olduğunu bilmez. Sadece bir gülümsersin. İnsanlar da albümü eline aldıklarında gülümsesinler istedik. Çünkü biz gülümsüyoruz.

Tuğrul Akyüz: Albümün ağır bir albüm olduğuna inanıyoruz. İçerik olarak oldukça dolu. Bu açıdan Hafif Müzik’le arasındaki tezatlık hoşumuza gitti.

Bir Ankara parçanız var. Ankara’da bırakılan bir sevgili mi?

Deniz Özbey: Hayır, İstanbul’da bırakılan bir sevgili! Aslında bırakılan bir sevgili de yok. Hayali bir şey o. Vega olarak bizim İstanbul dışında verdiğimiz ilk konser Ankara konseriydi. Bir ekip olarak bize ayarlanan bir minibüse bindik ve yola çıktık. İstanbul’dan ayrıldığımızda yağmur yağıyordu, Ankara’ya yaklaştıkça bu kara dönüştü. O yolculuğun bende yarattığı duygularla yazılmış bir şarkı o.

Ankara’yla aranız nasıl?

Deniz Özbey: Beni bıraksan nerede olduğumu bulamam ama çok seviyorum Ankara’yı. Çok muntazam bir şehir. İstanbul’a göre daha bir aile yeri gibi değil mi?

Serkan Hökenek Ama biz İstanbul’da yaşamaktan çok memnunuz.

Deniz Özbey: Tamam canım İstanbul’a küfür mü ettik? İstanbul sevgilimse, Ankara karım gibidir!

Albüm kapağında Rober Smith’e de teşekkür etmeyi ihmal etmemişsiniz.

Deniz Özbey: Biz onu akrabadan sayıyoruz. Çocukluk kahramanımız. O bizim ilk bir araya gelişimizdeki ortak noktamız. Ayrı bir yeri olduğu için, duyar mı duymaz mı bilinmez ama, biz uzaktan teşekkür etmek istedik.

Önümüzdeki günlerde neler var?

Deniz Özbey: Konserler olacak. Ben aslında hemen öbür albümün çalışmalarına başlamak istiyorum. Hem malzeme hazır hem de albüm yapılma sürecinin elektriğini çok seviyorum. Bu albümde mix’in bittiği gün hüngür hüngür ağladım. O ana kadar yaşadığım çok özel bir duygunun bittiğini hissettim ve çok üzüldüm.

CP

Hiç yorum yok: