Perşembe, Eylül 21, 2006

Narnia Günlükleri: Bir aslan, bir cadı ve bir gardrop!

Peter,Susan, Edmund ve Lucy adlı dört çocuk Londra’da geçirdikleri güzel günlerin ardından taşrada masallara layık bir evi olan Profesör Kirke’ün yanına gönderilirler. Bu seyahatin amacı, yaşadıkları şehir Londra’nın artık eskisi gibi güvenli olmamasıdır. Zira İkinci Dünya Savaşı ile birlikte Almanlar, Ada’nın merkezine hava saldırıları düzenlemeye başlamış ve özellikle küçük çocuklar için bu şehri yaşanmaz kılmışlardır. Henüz savaşlar, ırkçılık, vahşet ve Hitler gibi kavramlarla tanışmamış olan bu dört çocuk, yaşama ait kötü şeyleri Alman bombalarından değilse bile, onun sayesinde Profesör Kirke’ün evinde çıktıkları sıra dışı yolculukta tanıyacaktır.

Hikayenin örgüsü, çocuk deyince yakalamaca ve evcilikle birlikte ilk akla gelen oyunlardan biri olan saklambaç oyunuyla başlıyor. Siz çocuk olsaydınız saklambaç oynarken ilk nereye saklanırdınız? Gardrop doğru cevap. Belki siz her seferinde sobelenmiş olabilirsiniz ama bu dört afacan saklandıkları gardropta sihirli bir dünyayla tanışıyor: Narnia!

Filmde efsanevi bir aslan, büyülü dünya Narnia’nın kötü ve karanlık güçlerine karşı savaşıyor. Narnia ülkesini 100 yıl boyunca kara kışa mahkum eden kötü kalpli Beyaz Büyücü’ye karşı ise bizim ormanlar kralının mücadelesi yetersiz kalıyor. Kahinlere göre dört insanoğlu ortaya çıkarak Narnia’nın kış mevsiminden kurtarılmasında aslana yardımcı olacak. İyi ile kötünün destansı bir anlatımla çarpışacağı filmde kara kalpli Beyaz Büyücü’ye karşı gelecek dört insanoğlunun kimler olduğunu ise doğru tahmin ettiniz.

Kitapları dünya çapında 160 milyondan fazla satan C.S Lewis’nin 7 ciltlik ‘’Narnia Günlükleri’’ adlı romanından uyarlanan film, ‘’Yüzüklerin Efendisi’’ ve ‘’Harry Potter’’ gibi edebiyat klasiklerinin sinemaya uyarlanması furyasının içinde değerlendirilebilir. Zaten C.S Lewis ve ‘’Yüzüklerin Efendisi’’ serisinin yazarı J.R. Tolkien yakın arkadaşlar. Hatta ‘’Harry Potter’’ın yaratıcısı J.K Rowlings küçük büyücüsünün hikayesini yazarken ‘’Narnia Günlükleri’’nden yararlanmış.

Aynı zamanda eleştirmen olan yazar C.S Lewis, filme de ismini veren serinin ilk bölümü ‘’Narnia Günlükleri: Aslan, Cadı ve Dolap’’ı yayınladığında tarihler 1950 yılını gösteriyordu. Yazarın zaman içinde çağdaş bir peri masalı efsanesine dönüşen hikayesinin inandırıcılığı ise 1940’lı yıllarda bizzat İngiliz Ordusu’nun Nazi’lere yönelik hava saldırılarında yer almasından kaynaklanıyor. Kitap, yayınlandığı tarihlerde insanları 2. Dünya Savaşı’nın bombalarla dolu gerçeğinden koparıp, iyi ile kötünün mücadelesinin sürdüğü alternatif bir dünyaya götürüyor. Lewis’nin kurguladığı dünyanın inandırıcılık gücü de ayaklarının savaş gerçeğine basmasından kaynaklanıyor. Mücadele, umut, coşku ve ahlaki ikilemler Narnia evreninde de bizim dünyamızdakinden farklı değil.

Ama yazarın en büyük başarısı tüm bu gerçekliği Beatrix Potter’ın kitaplarındaki konuşan hayvanlar, Nesbit’in öykülerindeki büyülü serüvenler, Andersen Masalları’ndaki kötü kalpli kraliçe ile cüceler, yürüyen ağaçlar, konuşan hayvanlar ve mitolojik karakterlerle harmanlayıp sunmasında gizli.

Fantastik sinemanın güçlü yapıtları arasında yer alması beklenen filmin yönetmeni Andrew Adamson, Lewis’nin yapıtı için şu sözleri sarf etmiş:’’Dünyanın her yerindeki milyonlarca hayranı gibi, bu kitabın benim çocukluğumda çok önemli yeri oldu. Kitaptaki anlatım o kadar başarılıydı ki, çocukluk yıllarımda sanki Narnia gerçekten varmış gibi hissederdim.’’

Eski kuşak Adamson’un en büyük hayali, bu klasik öyküleri günümüzün yeni kuşak izleyici ve okur kitlelerine kitaptaki ‘’gerçekliği’’ ile tanıtmakmış. ‘’Shrek’’ ve ‘’Shrek2’’ filmlerine imza atarak başarısını Oscar’la tescilleyen Yeni Zelandalı yönetmen, bu amacı için yıllarca titizlikle çalışmış. ’Narnia Günlükleri: Aslan, Cadı ve Dolap’’ filminin yönetmen için en büyük farklılığı ise oyuncuların çizgi film karakterlerinden çıkıp gerçek aktörler olması. Bir nevi Adamson’un artık gerçek oyuncuların yönetmeni olduğunu söyleyebiliriz.

Orijinal ismi ‘’Chronicles of Narnia: The Lion, The Witch and Wardrobe’’ olan filmde Narnia’nın iklimini kışa çeviren Beyaz Cadı rolü için ilk önce Michelle Pfeiffer’a teklif götürülmüş. Bu iddialı filmde oynaması için tek teklif götürülen Pfieffer, ailevi nedenlerle filmde rol alamayınca, ‘’Young Adam’’, ‘’The Deep End’’ ve ‘’The War Zone ‘’ gibi yapıtlarda yer alarak bağımsız film takipçilerinin dikkat çeken kadın yıldızları arasında yerini alan Tilda Swinton rolü kapmış. Ancak Tilda’nın bu filmde yer almasının ardından Hollywood’un aranılan aktrisleri arasında yer alacağını öngörmek için kahin olmaya gerek yok. Oyuncu kadrosunda Tilda Swinton’un yanı sıra Georgie Henley, William Moseley, Skandar Keynes ve Anna Popplewell gibi çocuk oyuncular yer alıyor.

Öte yandan Nicole Kidman da uzun süre Beyaz Cadı Jadis olabilmek için yönetmene göz kırpmış. Rivayetlere göre Kidman, ‘’Narnia Günlükleri’’nin milyonlarca fanatik hayranı arasında yer alıyormuş. Oscar ödüllü oyuncuya kitabı, İngiliz Edebiyatı ve felsefe alanında lisans diploması olan annesi tanıtmış. Ve sinemanın buzdan kraliçesi sıfatını hakkıyla taşıyan güzel oyuncu, filmin setine de bir ziyarette bulunmuş ama bu ziyaretten eli boş dönmüş.

Fantastik edebiyat eserlerinin sinema uyarlamasında kullanılan başlıca ülke neresidir? Filmin çekimlerinin bir bölümünün yönetmen Andrew Adamson’ın anavatanı Yeni Zelanda’da yapılması akıllara ‘’Yüzüklerin Efendisi’’ ve ‘’King Kong’’ filmlerinin yönetmeni Peter Jackson’ı getiriyor. Jackson da Adamson gibi filmlerinin bazı sahnelerini ülkesinde çekerek, Yeni Zelanda film sektörünün gelişmesine katkıda bulunmuştu.

Filmin bizim ülkemizi ilgilendiren magazinsel boyutu ise Beyaz Cadı’nın dört kardeşi kandırmak için kullandığı şekerlemede gizli. İngiltere’nin önde gelen siyasi gazetelerinden The Independent’e bile manşet olan şekerleme bildiğimiz Türk Lokumu. Kar cadısı çocukları büyülemek için Türk Lokumu verirken, çocuklar da bu şekerlemeye bayılıp daha fazlasını istiyor. Bu sahne sayesinde İngiltere’de lokum satışlarının patlama yapacağı öngörülüyor!

13 Ocak’ta gösterime girecek olan filmin aynı zamanda birçok dalda Oscar adayı olması bekleniyor. Walt Disney Stüdyoları Başkanı Dick Cook’un film hakkındaki görüşleri ise şöyle: “Heyecan yüklü öykü akışı ve son derece iyi çizilmiş karakterleriyle bu filmin, olağanüstü bir film serisinin başlangıcı olabilecek potansiyeli taşıdığına inanıyorum.Bu uyarlamanın , izleyicinin uzun süredir özlemle beklediği film olduğunu düşünüyoruz ve beyazperdeye aktarmaktan büyük heyecan duyuyoruz.”

Bugüne kadar kitapları çok çeşitli versiyonlarla izleyici karşısına çıkan Lewis’nin Narnia Günlükleri serisi, sinema uyarlamasından önce İngiltere’de televizyon dizisi olarak yayınlandı. Çizgi filmi de yapılan eserin . BBC televizyonunda tamamen kuklalar kullanılarak hazırlanan bir versiyonu da gösterildi.

"The Chronicles of Narnia" adlı yedi ciltlik kitabın, "The Lion, The Witch and the Wardrobe" bölümünün dışında sırasıyla, "The Magician's Nephew", "The Horse and His Boy", "Prince Caspian", "The Voyage of the Dawn Trader", "The Silver Chair" ve "The Last Battle" bölümleri yayınlandı. Bu demektir ki Narnia Günlükleri de bir seri olarak beyazperdede karşımıza çıkmaya devam edecek.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

ayyy harika ya bu film bn saknder i cok sewiyorm aşkım o bnm

Adsız dedi ki...

bu filmi en az 5 kere kesintisiz izlemişimdir.o kadar güzel ki anlatamam hele susan!dünyalar gülzeli bir de lucy ne demeli öyle tatlıki

Adsız dedi ki...

bu filmi en az 5 kere kesintisiz izlemişimdir.o kadar güzel ki anlatamam hele susan!dünyalar gülzeli bir de lucy ne demeli öyle tatlıki